Şeker Fabrikaları Nasıl Satıldı?

2003 yılında şeker pancarı eken çiftçi sayımız 460.000 iken bu rakam 2016 yılında 105.000 kişiye düşmüştür. Türkiye şeker fabrikaları üretim yapan pancar çiftçimize baktığımızda 2003 yılında 386.000 Çiftçiden bu rakam 2016 yılında 68.000 kişiye düşmüştür.
Türk Şekere pancar eken köy sayısı 2003 yılında 5200 iken bu rakam 2016 yılında 2300 köye düşmüştür. Türk Şekerde çalışan personel sayısı 2001 yılında 19.000 kişi iken bu rakam 2016 yılında 8000 kişiye düşmüştür. Bu rakamlar gösteriyor ki emekli dolanlar ayrılmış yerine personel alımı olmamış. Kalan personel de bu şeker fabrikalarının satışı sırasında personel mağdur edilmeyecek garantisine karşılık beş yıl boyunca üretim yapılıp, ondan sonra bu personelde peyderpey emekliye sevk edilecek.
Şekerpancarı ekim alanlarının 271.000 hektardan 190.000 hektara düştüğünü
görüyoruz.
33 tane şeker pancarından şeker üreten fabrikamız var. Bu fabrikalardan 25 tanesi devlete Türk Şekere ait. Kalan 8 tanesi özel sektöre ait. Bu 8 şeker fabrikasından beş tanesi Pankobirlik ait. Diğer 3 tanesi özel şirketindir. Yani 25 devlet, 5 Pankobirlik, 3 tane de özel sektöre ait şeker fabrikası vardır.
Devlete ait 25 fabrikanın şeker kotası 1.300.000 ton yani 25
fabrikanın şeker üretim kotası 1.300.000 tonla sınırlandırılmış durumdadır.
Diğer 8 fabrikaya tanınan kota ne kadar 1 milyon tondur. Yani 25 fabrikaya
tanınan kota 1.300.000 ton buna karşın 8 fabrikaya tanınan kota 1 milyon
tondur.
Şeker fabrikaları faaliyet raporlarını baktığımızda en son 2016 yılında bu
fabrikaların 76 milyon TL zarar etti kayda geçmiş. Dönemler içinde kar ettiği
de görülmektedir. Devlete ait şeker fabrikalarının tam kapasite çalışmamasına
rağmen dönem içerisinde kar ettiği de görülmektedir.
Şimdi fabrikalarımız nasıl zarar ediyor inceleyelim. Şeker fabrikaları sadece şeker üreten yerler değil aynı zamanda doğudan batıya, güneyden kuzeye halk için istihdam alanlarıdır. Bu fabrikalar aynı zamanda devletin halkına olan hizmetidir. Halka götürülen hizmette kar zarar aranır mı?
Yine şeker enstitünün zarar ettiği söyleniyor bunlar şeker üretimine katkı sunan kurumdur. Bakanlıkların da enstitüler var. Bunlar da zarar ediyor, bunları gazetelerde okuyor musunuz? Devlete hizmet eden veya halka hizmet eden kurumun zarar etmesi mümkün mü?
Şimdi 76 Milyon TL Zarar nedir diye bilançoyu açtım baktım. 25 Şeker fabrikası ve buna şeker enstitüsünü de ekleyerek 76 milyon TL zarar yazılmış durumda. Şimdi bu zarara baktığımızda 25 fabrikanın içinden 4 fabrikayı hiç çalıştırmıyorlar ve bu fabrika masrafları ve personel giderleri halen devam ediyor. Bu fabrikaların kapalı olmasından dolayı 90 milyon TL zarar yazıyorlar. Diğer 21 fabrika 59 milyon TL kar etmiş durumda bu kardan, çalıştırmadıkları dört fabrikanın zararını düşüyorlar ve böylelikle zararı elde ediyorlar. Bu dört fabrikayı çalıştırsalar daha fazla kar edilecek ancak tamamen kapalı tutuyorlar.
Birde diğer zarar var. O diğer zarar ne ona bakalım, en büyük pay 31 milyon TL olan zarar kalemine baktım Türk Şekerin kendine ait olan bazı mal, mülkleri bedelsiz olarak özelleştirme yüksek kuruluna bedelsiz devrediliyor. Kendi mallarını bedelsiz olarak özelleştirme yüksek kuruluna alıyorlar ve bu bedelsiz verilen malların tutarı 31 milyon zarar olarak bilançoya yazılıyor. 4 fabrika çalıştırılmıyor, zarar ettiriliyor ve özelleştirme yüksek kuruluna bedelsiz verilen mallar zarar olarak haneye yazılıyor ve böylelikle 21 tane çalışan kar eden fabrikanın karından bu zararlar düşürülerek şeker fabrikaları zarar ediyor diye kamuoyuna yayın yapıyorlar.
Böylelikle bu fabrikalar devletin sırtında kambur diye satılması yönünde kamuoyuna yanlış yönlendirme yapıyorlar. Kapasitelerinin altında çalıştırılmalarına rağmen, şeker ekim alanlarının azalmasına rağmen, pancar çiftçinin azalmasına rağmen ve bütün baskıya rağmen bu şeker fabrikaları yine de kar etmiş. Ancak bilanço oyunuyla topluma zarar ediyormuş diye lanse ediyorlar.
Şeker fabrikaları bölgeler arası ekonomik dengesizlikleri bir miktar olsun azaltmak için kurulmuşlardır. Örneğin Ağrı’nın tek sanayi tesisi şeker fabrikasıdır. Ve çalıştırılmayan fabrikalardan biri de Ağrı’daki şeker fabrikasıdır. Bu yıl bir miktar çalıştırılmış o da sadece çok küçük bir miktar için sanırım makineler pasını atsın diye çalıştırmışlar.
Doğu bölgesinden üniversitelerinin hazırladığı raporda bazı illerde para girişi, ekonominin döngüsü sadece devlet kurumları ve devlet memurları üzerinden olmaktadır. Üniversitelerin raporunu incelediğimizde şeker fabrikalarının doğu bölgesi için çok önemli olduğu görülmektedir.
Türkiye’de bunlar olurken Avrupa’da neler oluyor? Avrupa şeker üretim kotalarını arttırıyor. Şeker ihraç miktarlarını arttıracağını söylüyor. Avrupa bunları söylerken Türkiye ise şeker kotalarının azaltıyor şeker üretimini azaltıyor. Türkiye’de bunlar olurken, Türkiye oluşan şeker açığını nerden karşılayacak? İşte Avrupa’nın arttırdığı şeker üretimini, Türkiye satın alacak. Bir taraftan da nişasta bazlı şekerin ( NBŞ) açık pazar haline geleceğiz.
Ahmet Atalık Ziraat Mühendisi
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Eski Başkanı
Şeker Çalıştayından
Yayın linki: https://www.pscp.tv/nasuhbektas/1BRKjrjnMNBKw
Haberleştiren: Nasuh Bektaş